mutsuzum, yaşıyor olmaktan. aslında eksik yaşıyor olmaktan ve bir şeyleri tamamlamayı istememekten. varoluşumu bir hata olarak görüyorum. olmaması gereken bir şey. man that should not be.

Mutsuzum. Hoşlandığım kıza hoşlandığımı söyleyemiyorum. Aramızda maddi-manevi bir sürü engel var. Ya bu şekilde öleceğim ya da birkaç yıl içinde her şeyi düzene sokup, son derece mutlu olacağım. Şimdilik normal moddayım.

anket mi? mutlu değilim, sebebi yok.

@evde liyakat kalmamis : anket değil aslında, mutsuzlar gelip mutlu olsun diye sordum. bu arada sebebi yokken nasıl mutsuz olunabiliyor?

not : mutsuzum.

Değilim.
Biraz stresliyim ama mutsuz değilim.

mutsuzum, hayatımdaki belirsizlikler nedeniyle.

Degilim

@kleeberg abi mutsuzum demedim ki, mutlu değilim dedim. gri alandayım, tetikleyen bir şey olmadıkça da bu alanda kalırım herhalde.

Mutsuzum. Birçok sebepten.

"yalnızız"

mutluyum bütün hafta sonu f2, gp3 ve formula 1 izledim. analizde işime yarayacak notları alıyorum şimdi. sonra cuma gününe kadar yazımı gömer ve tezime devam ederim.

ha sigaram bitti o sıkıntı bak.

mutsuzuz. yaşıyoruz çünkü

Mutsuzum. İstediğim yerde değilim.

Mutsuzum. Cunku eski sevgilimden daha iyi birine denk gelebilecegime inancim gunden gune zayifliyor.

uzun yılların ardından bir 3 aydır falan bu soruya hayır cevabını verebilecek duruma geldi kafam. ama kış mevsimi korkutuyor. bir de gelecek yaz planlarımın içine edebilecek iş ihtimalleri.

www.youtube.com

bazi konularda mutsuzum ama genel bi mutsuzluk hali yok. o konulari dusununce (yalnizlik, maddi durum vb) mutsuzluk basiyor. dusunmemeye calisiyorum.

mutsuzum. istediğim şeylere erişimim yok, zamanımı potansiyel olarak en üst noktada değerlendirebildiğime inanmıyorum. ne en üstü hatta, neredeyse hiç değerlendiremiyorum. insanlar ve hayat çok sıkıcı, yetersiz, ilgi çekici değil.

mutsuzum hem de çok.

rahat batıyor muhtemelen.

mutsuz değilim ama mutlu da değilim.sadece hüzünlüyüm :(

Her zaman değil ama bazen evet, hem de çok. Tekrar tekrar yaptığım hatalar ve bu hataların sonuçları, kaçırdığım fırsatlar. Bazı şeyler beni çok yoruyor, pes edesim geliyor ama henüz erken olduğu için denemeye devam ediyorum.

aslında çok mutluydum. hala daha mutluyum ama büyük bir borca girdik. zorunda kaldık. yoksa sokakta kalacaktık. o borç benim mutluluğumu baltalıyor. aklıma geldikçe modum düşüyor. bütün borçlulara sabırlar diliyorum.

mutsuzum. erasmus stajımdan yeni döndüm, 10 ay kadar da geçen sene normal erasmus öğrenimi yapmıştım. staj sonrasında orada işe gireceğimle ilgili çok büyük umutlarım vardı, olmadı. kıçıma baka baka döndüm. 2 hafta oldu döneli, kendime gelemedim. sonsuza dek buraya kapatılmış gibi hissediyorum artık. hiçbir şey yapamıyorum, ne dizi izleyebiliyorum ne oyun oynayabiliyorum ne de kitap okuyabiliyorum. elim kalem kağıda gidiyor, anca orayı çizip ardından ağlıyorum. orası benim için özgürlüktü, huzurdu ve mutluluktu. her şeyi elimden kaçırdım ve şimdi bu ay içerisinde muhtemelen işe gireceğim. işim tam olarak mesleğimle ilgili değil ama üstümde olacak olan kadının çok büyük çevresi var, belki benim önümü açar diye girip para biriktireceğim. mezuniyet senem çok yoğundu, final haftamdan çıkıp staja gittim oradan döndüm işte 2 hafta geçti işe başlayacağım. muhtemelen bana sorulsaydı 2-3 ay boş takılıp sonra başlardım işe ama şu an kadın bana "gelince konuşalım :))))" diyince gidip başlamaktan başka şansım yok (konuşalım demiş neden zorunda olasın diyen olursa, ben burada biraz staj yaptım ve güya stajım için konuşmaya gittiğim günde bana "aa madem geldin hadi başla şimdi" dedi) biraz para kazanmak iyi olabilir çünkü 4 senedir kyk'ının yarısını harcayarak yaşıyordum ama yine de parasız bir şekilde evde 3 ay çürüyebilirdim.

olay sadece iş de değil. burada yaşamak istemiyorum.

kesinlikle ve fazlasıyla.

çünkü... maddi olarak bayağı batmış durumdayım. manen de başı ve kuyruğu dik tutmaya çalışıyorum halâ.

kimsenin bayramını kutlamadım ve bayram da değil zaten bana. ailemi bile aramadım. telefonum kapalı, iletişimim yok...

güzel günler göreceğiz çocuklar, diyorum... inşallah.

Kafasi saglam degil onun dikkat et ayrilmasan bile cok kaptirma.

Iste ask onu degil onun sende hissettirdiklerini sevmektir diye bosa dememisler. Su an bunu hissetmeye ihtiyaci var ama gececektir cunku kisa sure once ayrilmayi koymus kafasina.

Bekle bence. Çünkü gerçekten dediği gibi de olabilir. Belki sana ihtiyacı vardır. Belki senin onu üzmeyeceğine kanaat getirmiştir. Bekle, nötr davran.

onu üzmeni istiyor herhalde.
şaka.

ciddili cevabım şu: arkadaş hem korkmuş, hem de bu korkudan heyecan duymuş. önce korku baskınken sonra seni hayatından çıkarmaya karar verip bi yoksunluk çekince o heyecanı özlemiş bence.

şimdi işin doğrusu, sadece bu davranışından bi insana "manyak la bu" demek zor. belki hakkaten aşıktır, belki de gerçekten onu üzebilecek bi tipsindir, seni de tanımıyoruz. şu an efendi adam yerine piç adam tercih eden bir hatundan bahsediyor olabiliriz ve sen de ortamdaki piç adam olabilirsin. ama ben seni efendi adam farz edersem şöyle bi yorum yapabilirim; kızın üzerine gitmek yerine onu sakince dinlemeye çalış ve sana söylediği şeylerin içindeki sevgi sözcüklerini bi kenara atıp gerçek sebepleri bulmaya bi yoğunlaş. suçlama ama. kıza basit vs. dedikçe, onu kendini farklı göstermeye iteceksin. sadece anla. empati falan yap. yani siz bu noktaya nasıl geldiniz, gerçekten onu üzebilecek şeyler yaptın mı, kızın daha önceki ilişki deneyimleri ile ilgili ne biliyorsun... ne bileyim seviyosan anlamak istiyosan çaba harcarsın zaten. yok sevmiyosan bunu yapamayacak kadar öfkeliysen zorlamana da gerek yok. olmuyorsa olmuyordur.

Senden hoşlanan bir kadından mantıklı tutarlı bir açıklama ve hareketlerinin arkasında durmasını istiyorsun.

Hatan burada işte..

Bir kereye mahsussa sorgulamam, ikinciden sonra düşünürüm, devamlı oluyorsa bi uzmandan yardım almasını tavsiye ederim.

yav he he diyorum sonra pencereyi kapatiyorum.

Sağ olun, size de iyi bayramlar!

Bana bir foto gönderene ben de foto gönderiyorum. Kafama esince mesaj yazıyorum veya arıyorum.

Cevaplamıyorum. Okumuyorum hatta çoğunu.

A dan geleni b ye, b den geleni A ya gönderiyorum. Asdfsdds bazıları sonuna adını soyadını ekliyor onu silip gönderiyorum :)

Cevaplamıyorum. Zaten seni düşünerek atmıyorlar. Toplu atıyorlar.

cevaplamıyorum. özellikle fotoğraflı-resimli olanlar sinirimi bozuyor.

ben aynı mesajı o kişiye yolluyorum. hırtlığını anlasın diye

Olu taklidi.

person of interest, orphan black

Sherlock Holmes izlemediyseniz.

black mirror

en sevdiğim sherlock holmes. onu izledim.
Black mirror ve person of interest aklımdaydı, ama zaten negatif negatifim, daha da batırmasın diye aksi yönde bişilere mi baksam acabağ?
addams family geliyor aklıma misal.

Hacı kesinlikle fargo izle başka bir şey demiyorum

atypical izle, enteresan akıyor.

Twin peaks? Ama ilk iki sezon

Breaking bad.

Quarry

Atlanta

mahallenin muhtarları

Friends göm

Madem negatifsin, modern family

mod düzeltici olarak;
coupling
friends
the middle

modun düzeldiğinde;
six feets under

meditasyon (uzun vadede)

ps. aklına gelecektir ancak olumsuz etkilememesi konusunda.

(bkz: eternal sunshine of the spotless mind)

mastürbasyon

O düşünceyle barış, olduğu gibi kabul et. O zaman olumsuz etkilemiyor.

Kisa vadede surekli kendini mesgul tutmak. Zaten sonra etkisi azalmis olacaktir.

@hayat nasıl olacak o

@sick şuan pek meşgul olamıyorum

Başka bir başlıkta da aynı şeyi tavsiye etmiştim.

Aradığınız şey EFT

www.youtube.com
www.youtube.com

Düşünce aklınıza geldiğinde dilinizi ısırın.

her ikisini de yapardim ben

iki saat icin 6-7 lira kim neye veriyor anlamadim

2.yi

@exlibris, + 1

ama illa birini seçeceksem; tabii içeriği nedir, onu da öğrenmek şartıyla, evden günde iki saat çalışmak diyorum.

2 saat calismayla 6-7 bin veriliyorsa o işte bi şeylik vardir kesin. Olmasa bile Her turlu 2.yi secerdim. 6-7 bin çok para degil bu zamanda. Ilkini secersem ek bi seyler yapma geregi duyabilirdim. Onun yerine duzenli iş ile 10-12 bin mantikli.

Sırf iş hayatına bulaşmamak için 1'i seçerdim ben.

Sabah akşam ofis 12

işin sürekliliği ve diğer şartlara bakmak lazım. 2

1

Günde 2 saat haftanın 7 günü ise soru işaretli ama 5 günse bir de 2 günde tüm işleri bitirebilme olanağı varsa kesinlikle 1.

2 saat çalışma: 7 bin.
8 saat çalışma: 12 bin.

kazanan belli. bi de evden çalışacaksın. hayalimdeki iş anasını satiim.

Yari maaasa 1'i secerim. Yeter ki beni sabahtan aksama ofise kilitlemesinler.

evde çalışmam gereken o 2 saat, 6 saate çıkar bende, disipline giremem. hem diyelim 2 saat iş yaptım, kalan zamanlarda ne yapacağım? hobim de yok ki doğru düzgün lan, oyalanayım. Ofis daha iyi

işlerin niteliği önemli. 2 saat dişini sıkacan gelsin paralar gibi bir durum olmasın sonra!!!

2

tabii ki günde 2 saat çalışma ya. o kadar az çalışan adam 10 sene içerisinde iki lisans diploması alabilir ya da lisans okuyup üstüne yüksek lisans çakabilir. gidip sıfırdan bir iş öğrenebilir. evden çalıştığın için ne yolda vakit harcayacaksın ne de üstüne başına dikkat etmen gerekecek. müthiş zaman tasarrufu. bu seçeneğin 19 yaşında üniversite okuyup da bunun için ayda 7 bin lira almaktan hiçbir farkı yok benim gözümde. o kişinin sahip olduğu tüm olanaklara sen de sahip oluyorsun. o yüzden kesinlikle evden 6-7 bin. ben yaşamak için çalışmak isteyenlerdenim. mecbur olmadığım sürece niye sabah 7'den akşam 8'e kadar çalışmak isteyeyim ki.

Avon argan yağı.kullanıyorum erkek olarak.

Pantene argan yagli elixir.

Biopoint krem -duşta kullanıyorum
Pantene argan yağı- duştan sonra kullanıyorum

Bi de besleyici yag kullansam ayakli yag fabrikasina doner heralde sacim.

herkesin kendi tercihi bu şeyler. kimse kimseye karışmadığı, kimseyi çocukça terimlerle aklınca aşağılamaya çalışmadığı sürece sorun yok.

dışarıda susuzluktan ölse bir şişe su almayan tanıdıklarım oldu. ha, bugün adamın hatırı sayılır bir varlığı var, benimse hiçbir şeyim yok.

ne yeme içmemde ne de zevkimde çok kısmam, hatta biraz müsrif bile sayılırım. ama cimriliktense müsrifliği tercih ederim. aslında ikisi de yanlış, en iyisi orta yol.

sosyal medyada yenilen içilen mekanları paylaşmayı ben de hoş bulmuyorum ama dileyen yapar bana ne. gezilen mekanları paylaşmada ise sorun görmüyorum. aradaki fark, sanırım birinin insanların yiyip içemeyecekleri görmelerinin bana hoş gelmemesi. ayıp diye düşünüyorum. gezme olayı da benzer gerçi ama en azından açlık/susuzluk gibi birinci sırada bir şey değil.

Dogru. Insanlar sirf sosyal medyada paylasmak icin gezer, mekanlara gider oldu. Hayati kendisi icin degil sosyal medya icin yasiyor insanlar. Ilgi orospulugu hat safhada.

fotoğraf çekilmekten başka aktivite bilmeyen tipler yıllarca zen eğitimi alıp gelmiş gibi eylemlerini kutsiyet atfederek anlatıyor. eleştirilere şiddetle katılıyorum.

Bununla ilgili bir sosyal araştırma var. Kaynağını daha sonra hatırlayıp yazarım ama özetlemek gerekirse bu araştırma insanların artık tatillerini "başkalarına anlatabilme ihtimali" üstünden kararlaştırdıklarını gösteriyordu. Yani bazı kişilerin sırf bir kimlik yaratmak amacıyla bir şeyler yaptıklarını düşünüyorum ama genel yaklaşımım "herkesin hayatına hiçkimse karışamaz" şeklinde.

İnsanların sırf sosyal medyada fotoğraf çekmek için bile farklı kültürleri, yerleri gezmesi neresinden bakarsan bak olumlu bir gelişme, hele ki bizim insanımız için. Sebebi ne olursa olsun, kendi habitatının dışına çıkmak, dünyayı, insanları tanımak ufuk açıcı bir deneyimdir. Gidiş amacı bunu değiştirmez.

"ama layk için gidiyor" e gitsin abi, hiç gitmemesinden iyi değil mi?
Bu eleştiri tarzı insanımızın ne kadar kötümser, olumsuz yönden bakma meraklısı, baltalayıcı olduğunun bir kanıtı daha. Bu yapılan eleştiri bir tespittir ve ben de katılıyorum , sırf moda olduğu için yapan çok kişi var. Ama salak saçma şeylerin moda olmasındansa bu olsun moda, arkasındaki motif neyse ne, her halükarda kazanım sağlıyor. Ve bu eleştiriler bu şekilde düşüncesiz yapıldığı sürece bu gibi temelinde kazanımlar olan bir sürü eyleme bok sürülmüş olacak.

Bu durumdan memnuniyetsizlik duyabilirsin, oraya gidenleri samimiyetsiz de bulabilirsin ama işin bu başlıktaki kadar bombardıman haline gelmesi toplumdaki kötücüllük ve art niyetin sonucudur. Ben de onların tarzından gidip "bu sert eleştirileri yapanlar gidemedikleri için kıskananlar ve bir tek onlar gitmiş olsun başkası gitmiş olmasın diyen ezik ve farklı olma çabasındaki ergen ruhlardır" diyebilirim pekala.

Seyahat dunyanin en guzel etkinligidir. Mahallesinden disari cikmayan balkonda atletle cay icen adamdan baska da bir yorum beklenmez elbette. Zaten diger ulkeler Turkiye'yi kiskaniyor saniyor.

Ben de tum parasini iPhone almaya ya da evine yeni koltuk takimi almaya yatiranlara ve bu isi kutsallastiranlari elestiriyorum. Seyahat (Bodrum'da otelden cikmamak degil - kentleri gezmek) insani egitir. Neden Jon Turkler, Osmanli'nin degismesini sagladi cunku Bati'yi gorduler.

olay gezmekten çok zevk almayla alakalı. eğer gezmek zor gelmiyor sıkıntıları seni rahatsız etmiyorsa ferahlatıyorsa güzel bir şeydir. eğer evde oturmak seni rahatlatıyorsa bu senin için değerli bir şeydir.

ev almak araba almak mal üstüne mal koymaktansa gezmeyi yeğlerim.

hayat zaten övülmek beğenilmek üzerine kurulu. herkes farklı şekilde bunu tatmin etmeye çalışıyor. kimi araba alıyor kimi arabasını modifiye ettiriyor kimi kilo veriyor kimi koluna güzel kız, adam takıyor. kimse kimsenin hayatına karışamaz.

Bence tamamen israf hem para hem zaman açısından. 3-5 günde neyi gezip neyi göreceksin. Gittiğin ülkede 1 ay kalabiliyosundur o başka. Bilmemne şelalesini, kulesini görmüşüm bana ne. Elin turisti benim ülkeme gelip bir sürü kekoyla muhatap olup para dökerek gidiyor. Bizden de gidenler aynı.

Yurtdışına çıkmayı güç gösterisi olarak görüyorlar. Bunların çoğunun evi kira, bir sürü de borçları var. Bu gezgincilerin ortaya çıkması üzerinde instagram'ın etkisi çok büyük.

Yurtdışına çıkan değil lüks evi arabası olan övülür. En azından gerçek hayatta bu böyle. Sanalda yaşıyosan o başka.

Bu dediklerim kadınlar için geçerli olmayabilir. Kadının güzel olanının gezip tozarken paraya ihtiyacı yok.

Son derece haklı bir eleştiri. Bütün bu gezip tozma, yiyip içme goygoyunun 2 ayağı var. İlki sistem açısından ekonomik kısmı, insanları harekete teşvik etmelisin ki bu esnada ekonomik hareketlilik sağlanabilsin. Kimsenin ihtiyaç dışı tüketim yapmadığı bir dünya düşünelim, böyle bir dünyada sistem çöker. 2.si insan ayağı, zevk ve gösteriş düşkünlüğüyle ahmaklık birleşince bu türlü şeylerin değer kazanmaması mümkün değil. Seyahatin bütün sağlıklı yönlerini kabul etsem de bir kitapta okuduğum "seyahat ahmağın cennetidir" sözüne katılmadan edemiyorum.

Elestirilere katilanlarin cogu farkli bir kulturu gormemis, farkli bir sehrin sokaklarinda yurumemis, havasini yasamamis olanlar goruyorum ki. Duzenli bir hayatin varsa ne vize almak zor ne de izin.

Maximiliano romero, facundo colidio

Burak yılmaz.

Gozlerim kanadi resmen.

nolur başlamasın

İlk bakışta acun ılıcalı'ya benzettim

İlk defa şatgan'a katılıyorum... ;_;

başladığı gibi gidecekse bu harekete dur diyelim.

Abi senin yüzün eskiyor, biraz ara ver bence :/

patlamış mısırımı aldım bekliyorum, bursada yaşayıp duyuruda ifşa yapmaya çekinen hanım varsa özel mesajdan vesikalık fotoğrafınızı gönderebilirsiniz.

bence ortada çirkinlik yok. ben de irfan değirmenci'ye benzettim. ama keşke fotoğrafları açmak için bu kadar cebelleşmeseydik. bence millet en çok da ona kızdı.


@msb: dişlere maşallah ya. ten rengi de süpermiş.

ideal bir açıdan çekilmemiş fotoğraflar. ayrıca, o kadar geniş bir alna sahipken eğer mümkünse biraz sakal bırakmak daha iyi olabilir bence çünkü yüzde boş alan çok fazla görünüyor.

(o.0)
Soz de verdim ama...
Açılar degisebilir evet (._.)

niye o kadar yukarıdan çekiyosun fotileri

Boyun eğme tshirtüyle yaptığına bak ayıptır

@bruce, mesaji aldım. Kıps
@m e b, bende kolay aciliyordu. Bilemedim.
@i drive the hearse, @yuvarlanantencereninkapagi,daha iyi aci oldugunu dusunuyorum uzaktan.
@filipis, nihayet boyun egme'ye bir dikkat. Ifsa icin cekmemistim ki
Tesekkurler herkese.
Klavyeme ayran döküldü. Cepten giriyorum. Sorry.

Burada ifşa popilerden biri başlatmadıkça başlamaz yiğeeen akfkkdkdls.
Bu arada allah kitap aşkına selfie çekmeyi neyin öğren, herkesin iyi çıktığı bi açı vardır onu keşfet falan. Hadi kolay gelsin.

kanka ifşa fotoğraflarını 2005 model açılır kapaklı samsungla cektiğin için sana puanım 9

NO FILTER, 640x800 piksel

@kosun lan mevzu var, samsung galaxy grand neo. Birak beni diyor da daha degil.

Boyun eğmeyi kaç kişi biliyor ki nihayet diyorsun :)
Ayrıca siyasi propaganda yapılacak son yöntemi deniyorsun sanırım

@filipis, amacim ne propaganda yapmak ve ne de birini dusurmek.

Pek bilinmiyor olabilir dogrudur. Ama ekşi camiasi asinadir sanirim.

Ifsa icin de cekmemistim. Dun de hani ifsa falan gibi bir baslik vardi. Orada da ayni fotolari paylasmistim.

Hicbir amacim yok ya, isterse herkes dogum gunu partisine oy versin.

"darbeyi savunan kitle genelde o günleri yaşayanlar oluyor."

yanlış. biraz sol kitleden benzer yaş grubundaki insanlarla konuşmayı deneyin. cezaevlerindeki işkenceler, idamlar, erdal eren, devlet eliyle yapılan binbir türlü mevzuyu vs. anlatsınlar size.

80 darbesi, 90'lardan beri yaşadığımız kabızlığın köküdür. bugünkü sonucun nedenidir.

@zgrydn; evet farkındayım işte tam merak ettiğim nokta da orası. Yoksa Kürtlerden de darbeyi savunan birini bulamayız.

"darbeyi savunan kitle genelde o günleri yaşayanlar oluyor." cümlesiyle o yaş grubunun çoğunluğu darbeyi savunuyor demiyorum. Darbeyi savunanlar arasında hayrı sayılır kitle o yaş grubundan yani.

Darbeyi savunan insanların neden böyle düşündüğünü merak ediyorum sadece. Bu kısım ilginç geliyor.

kanımca burada düşülen hata sokak ortasında işlenen cinayetlere, taranan kahvehanelere vs. devletin uzunca bir sessiz soluksuz izlemesine ses edilmemesi. şiddete maruz kalan tarafın tekrar şiddetle yanıt vermesi ve sarmalın iyice genişlemesi kitlelerde huzursuzluk yaratmış ve uygun anda yönetime el koyup "bakın işte bundan gayrı gençler birbirini vuramayacak" denmiş.

hatta ve hatta bir komando kampları mevzusu var ki alenen solculara karşı eylemler yapılsın diye desteklenip, pışpışlanmış. hatta bu kamplarda yetişen tipler zamanla emniyette, istihbaratta, önemli yerlere gelmiş. buna karşılık solcular nerede? yok.

darbeyi savunan kitle olaya yanlış pencereden bakıyor. çünkü "goministlerin" iktidara gelmesini onlar da istemiyordu. bu moskof uşaklarından ya da yavru kurtlardansa kendini atatürkçü olarak tanımlayan ordunun iktidar olması onlara hoş geliyor. bir nevi "adamlar yiyor ama çalışıyor da" hikayesi. inanmak istediği yalanların üzerine kendince makul sebepler ekliyor hepsi bu.

vallaha benim annem nefret eder bu gerzekten ama babamın hayatını kurtardığını da düşünüyor aynı zamanda. babamın mağazasına bomba atılmış tonlarca tehdit mektubu almıştır. Lisede olan ablama sağ cenahtan tehditler yağmış solcu gençler evimizin kapısında nöbet tutar olmuş. Annem 12 Eylülden sonra uyku nedir hatırladım der.

80 darbecilerinin yaptigi bir kizi bogulmaktan kurtarip sahilde tecavuz etmeye benziyor. Bu siddet sokakta olacagina kapali kapilar ardinda oldu sonra.

Bu darbeye karşıyız muhabbeti AKP'nin sözde Balyoz darbe planı sonrasında AKP seçmenleri tarafından ortaya atıldı. AKP rakiplerine büyük bir fark atarak iktidara geldiği için AKP seçmenleri olası bir darbe sonucunda iktidarı kaybedebileceklerini düşüncesiyle böyle söylemlere başladılar. 2007 yılına kadar Türkiye'de darbe kötü bir şeydir fikri çok ortalıkta yoktu. Bizim halk darbeyi seviyor demeyeyim ama ben de birçok insanın 80 darbesinden memnun kaldıklarını duydum. Darbeye ben de karşıyım. Ancak işin içine şiddet girince tüm yollar tıkanıyor.

80 darbesi olduğunda 20 yaşımdaydım, çalışıyordum, devrimci yol sempatizanıydım.
Olayların baş müsebbibi kara kitabı arkasına alan derini-yüzeyeli devletin ta kendisidir. Solu sağa, solu sola kırdırdılar. Kahveler tarandı, olaylı (tabii ki provakasyonlu) yürüyüşler oldu, üniversitelerde yaralanmalı ölümlü çatışmalar oldu. Her grubun içinde mit elemanları vardı, hepsi afişe oldu sonradan birer birer. kantinciler, kitapçılar, abi abla dediklerimiz... dernek yöneticiliğine gelebilenler bile vardı.
Öncesinde ben öğretmen okulunda okuyordum. Okulları kapattırmak için yapılanları bir bilseniz. mc hükümeti sırasında okula 13 yeni öğretmen atandı. neler yaptılar neler. en son işleri derslere girmemek oldu. biz de seviniyoruz oh dersler boş geçiyor diye. lise aklı işte. meğer oyunun bi parçasıymış derslere girmemeleri. valiye "öğrenciler derslere girmiyor" diye dilekçe vermişler. Vali okulu süresiz kapattı. Ben o zaman okul başkan yardımcısıyım. Başkan arkadaşla valiye çıktık. Elimizde dilekçe. Vali bizi bi güzel kalayladı "hem derslere girmeyin hem okulumuzu kapatmayın diye dilekçe verin, madem okumak istiyorsunuz niye derslere girmiyorsunuz!" dedi ve yoklama defterini gösterdi. Öğretmenler derslere girmişler gibi imzaları atmışlar bizi yok göstermişler. Biz sınıflardayız başka türlüsü mümkün değil zaten, parasız yatılı okul, ders boşsa sınıfta oturursun bahçeye bile çıkamazsın.
Valiye anlatamadık, anlamak isteseydi önce bi soruşturma açardı demi, şimdi biliyorum ama o zaman bilemiyoruz tabii o kadarını. Okul süresiz kapatıldı. Büyük sınıflar yürüyüş yapalım dediler dövizler hazırlandı, gidip iznimizi aldık bu kez ben gitmedim artık valiye, azar fena geldi alışık da değilim öyle bağırmalara filan.
İzin sessiz yürüyüç içn verilmiş, kimseden çıt çıkmasın dendi başladık yürümeye. Valilikle okul karşı karşıya aramızda Atatürk heykelinin olduğu ufak bi meydan var, meydanı dönüp okula gireceğiz. Valizler hazır, biletleri aldık yürüyüş sonrası evlere dağılacağız çünkü resmi olarak okul kapandı.
Etraf polis doldu, panzerler filan var. Izbandut gibi adamlar çevremizi sardı. Tam valiliğin önüne geldik kortejde önümdeki genç "faşist vali istifa" diye bağırdı. bizim okuldan biri değil, ne ara geldi korteje girdi farkında bile değilim. Birden ortalık karıştı polisler üzerimize yürüdü, joplandık. Bizim okul kız okulu çoğunluğumuz kızız. Eve gideceğiz diye okulun verdiği kahverengi dar etekleri giymişti bir kısmımız. Koşamayan düşen, ezilen.. Bir ayağı özürlü arkadaşımı gördüm yerde, polisin biri jop indiriyordu üzerine. Karstan yetimhaneden gelen gruptandı, biz onları ayrı bi kollar ayrı bi severdik. Bayramlarda gidecek evleri yoktu, üniversiteyi kazanamazlarsa sokakta kalacaklardı, yurtla ilişikleri kesilecekti. Aklıma geldikçe hala içim kaldırmıyor o mazarayı. Polislerin bir kısmı üzerimize Allah Allah çekerek geliyor bir kısmı "kaçın yavrum okulunuza kaçın" diyordu. Ara sokaklara kaçanları halk evlerine aldı. Bizi polisimizden (!) korudular.
Sonrasında öğretmen okulları lise yapıldı, öğretmen olmak için girdiğim okuldan lise mezunu olarak çıktım. Üniversiteye ailem "ortalık karışık" diye yollamayınca çalışmaya başladım. Akabinde evlendim, iki çocuk annesiyken üni okudum.

İsatistiklere bakıarsanız aynı dönemde mantar gibi imam hatip okulu açıldığını görürsünüz. Bu günlerin zeminleri o dönemde hazırlandı, daha önce ufaktan başlamıştı da biz aymadık. Ayanlar, duyuranlar da temizlendi birer birer.Nurlar içinde yatsınlar.

Şimdi geriye dönüp baktığımda çok planlı programlı bir oyunun içinde olduğumuzu görebiliyorum. O zaman gençtik göremiyorduk o kadar.
Mesela size belki hiç bir anlam ifade etmeyen bir meclis konuşmasındaki bir cümle bana dönem özeti gibi gelebiliyor.
eksisozluk.com

Ya da bir filmdeki bir replik:
youtu.be
(bu film iyi anlatır o zamanları)

Bir de aileler durumu var
eksisozluk.com

En kahrettiğimse compadritonun da belirttiği gibi o dönem o şekilde yaşanmamış olsaydı, kırılıp geçirilen gençlerimiz bu gün yaşıyor olsalardı ülke çok daha başka yerlerde olurdu zira "çok zeki, cevval, gözünü budaktan esirgemeyen, mert, kanlari deli akan ve gerçekten vatanını seven idealist gençlerdi" yitirdiklerimiz.

Adana havalimanı çok ufak bir yer, ben gece 3'ten sabah 5'e kadar mescitte takılmış hatta uyumuştum. Git mescite orada dur, gelip namaz kılanlar oluyor ama bir yere kıvrıl yat kimsenin gelip karışacağını sanmıyorum ( mescit solda üst katta) Yakınlarda otel var taksi ile ulaşım sağlarsın. Merkezde sürmeli oteli tavsiye ederim taksi 30-40 lira yazar.

adana'da gece uçuşu da var sanırım kapanacağını sanmıyorum.

bence en garantisi doğrudan havaalanını arayıp sormak olur.

www.adana.dhmi.gov.tr

Bu ne cesarettir yiğidim seni tanımak istiyorum. 28 yıllık Adanaliyim dışarı bi yerde yatmam adanada

Yakınlarında "airport hotel" adında bir otel mevcut. çok eşyanız yoksa yürüyerek bile gidebilirsiniz.

At eti ısmarlayabilirim. Para almam ^_^
Yakınlarda 7/24 açık güzel mini restoranlar var.

Burda yazılanlara bakma hiçbir şey olmaz yat takıl eşyana yine de sahip çık. Sabah da meydan dolmuşuna bin çarşıya götürsün ordan istediğin yere geçersin.

Kuvvetle muhtemel açıktır, değilse bile nöbetçi kesin vardır

Açık

az önce gördüm peşin satan oturuşu yapıyordu bir tanesi kapıda.
açık

bu 2 gün akşam 7'ye kadar hepsi açıktır. o saatten sonra nöbetçilere bakacaksınız. yarın akşamdan itibaren sadece nöbetçi eczaneler açık olur.

Çarşamba sadece kapalı. 30 ağustos diye.

2+4 takılıdır.

Ram değildir o kastıran ekran kartidır.

rami istersen 64 yap o oyun yine takılır. piyasada 6 gb ramden fazla isteyen oyun yok. ekran kartını değiştirmen gerek. 5.86 görünmesinin nedeni de, ram in bir kısmını onboard ekran kartı kullanıyordur.

Evet Anadolunun üstüne boşaldı.

şu anda bomboş

valla bana pek boş gelmedi. gene avm'ler tıklım tıklım. kahve içmeye gittiğinde strabucks, carribou'da filan yer bulamıyorsun.

Havalimanı - Yenikapı metrosu her zamanki gibi bir fark yok. Dün mecburiyetten 3 avm gezdim hepsi tıklım tıklımdı.

titreyerek hem de. trafik falan olmaz bu saatten sonra.

Dun gece 11de bagdar caddesjnde trafik, sahil yolunfa 2 sira araba, cimlerde insan kayniyordu. Pek de bosalmamis henuz. Herkes 10 gun izne ayrilmadi diye herhalde.

inanamamakla birlikte bursadan her zaman dolu kalkan deniz otobusu yarisi bos sekilde gidiyor su an istanbula.

Bodrum.

Fethiye ölüdeniz der geçerim

marmaris dışında ikisi başbaşa.
marmaris barzo dolu.

Çünkü 35 yaş :)

şekerini ölçtür

yaşla alakası yok, spor yapın.

p90x'in kenposuna bakın.

doktora git. ama kendini bildin bileli böyleysen yapın böyledir.

Kaçta kalktığına ve vücudunun günlük kaç saat uykuya ihtiyacı olduğuna göre değişir. Vitamin iyi beslenme ve spor iyi gelir. Kan değerlerini 6 ayda bir kontrol ettirmek de lazım.

Erken kalkmak bile yeterli erken uyku gelmesi için.

Öyle daha çok sıkılırsın.

ben de aynı durumdayım. boğuluyorum resmen. enerjim yok. yapacak bir şey bulamıyorum. canım hiçbir şey çekmiyor. kalakaldım öyle göt makinası gibi. bunu tamamen şimdi uydurdum. içimden geldi. ilk kez böyle bir laf kullanıyorum. ama hoşuma gitti. ne demek ben de bilmiyom. göt makinası. aslında güzel geliyo kulağa. hiç sıkılmış, içi geçmiş birine söylenecek bi şey gibi durmuyo. daha ziyade helikopterden helikoptere atlarken şarjör değiştiren, tank tutukluk yapınca tankı sırtına alıp götüren, otobüs bileti kalmayınca bayramda memleketine koşarak giden biri gibi sanki göt makinası. aktif, enerjik, güçlü bi havası var. GÖT MAKİNASI.

bira ve kuru et aldım. game of thrones'un son sezonuna başlıcam birazdan.

cok sıkıldım gelecege dair umut kurmak istiyorum

Benim de canim sıkılıyordu, haftasonu icin eskisehire geldim. Simdi burda sıkılıyorum :)

dizi izliyorum, film izliyorum çok sıkılırsam çıkıp geziyorum kitap okuyorum.
arada gezi planları yapıyorum ama uygulama adına bir adım atamıyorum şu an.

alaskan bush people izleyip hayallar kuruyorum.

keşke birileri ifşa yapsa azıcık oyalanırdım

:/

ifşa kulübünün bir numaralı kuralı: ifşa hakkında konuşulmaz. ifşa yapılır.

:((

ya ben de bi bok yedim açıkçası. pazar akşamına kadar tamamlamam gereken bir makale var. kendim koydum bu son gün olayını da, ki pazartesi adam akıllı tatile çıkabileyim, düşünmeyeyim.

şimdi spordan geldim, gelirken bira aldım, hem çalışır hem içerim dedim. ilk yudumda yine "oo boşver onu yaaa, ye iç takıl" moduna girdim. cips falan yiyorum. içim daralıyo.

napıcam ben /:

bırak hemen

bugün dışarı balık yemeğe çıkacaktım. Vazgeçtim, pijamalarımı tekrar giyindim ve dizi izlemeye devam ettim. Biriyle sözleşmedikçe keyfi dışarı çıkasım gelmiyor.

dergi aldım bissürü onları okuyorum

spotlight'ı izledim, tekrar... 2012'yi izledim tekrar... geçmedi sıkılganlık. biraz da internete takılayım dedim.

Ben sıkıldığımda genelde geçmişteki iyi şeyler aklıma geliyor ve daha da sıkılıyorum.

Su mu ? www.youtube.com

hay Allah razı olsun. evet bu çok teşekkür ederim.

kız kardeşim hariç kimseye gözüm kapalı güvenmem. %99 güvensem %1 şüphe duyarım.

Güven biri ile tanıştığımda paket içinde geliyor bana. Yani yamuğunu görene kadar guvenirim. Saflık parayla değil ya.

Ben çok dolandırılmaya çalıştım maalesef, o yüzden derin şekilde araştırtmadığım kimseyle duygusal ilişki kurmam zaten.

Diğer insanlara %80 güvenle başlayıp, %60'a düştüğü an direkt tüm ilişkiyi keserim.

güvenmeyerek başlıyorum. zamanla güvenimi artıracak mı onu gözlemliyorum. çünkü genelde insanlar en başta güven verip sonra kazık atarlar.

Öncelikle güvenmem.
Bana göre herkes karşısındakine yanlış yapabilme potansiyeline sahiptir.
Ben buna %100 güvenirim dediğim kimse yok ailem dahil.
Genelde tek yanlışta silerim.
Ufak tefek hatalara özür kabul edebiliyorum ama eskisi gibi olmuyor ilişkimiz.

Genelde başlangıçta güvenmiyorum.
Hal ve hareketleriyle, laf - icraat tutarlılığıyla, başkalarına olan davranışlarıyla vb. şeylerle güven duygum kendiliğinden gelişiyor.

of. Bu soruları gördükçe ne akdar sıkıcı bir hayatım var diyorum. ben bir yarım saat 40 dakika birisiyle sohbet ettiğimde, neleri nasıl soracağımı da bildiğimden, mesleğim gereği, hemen şemayı çıkarıp güvenilip güvenilmeyeceğini anlıyorum. Tam anlmıyla yarım anlamıyla falan güven söz konusu değil yanı (._.)

Bende öyle bir eşik yok. Öz annem hariç kimseye güvenmem. Herkesten bir falso, bir kancıklık beklerim ve genelde de yanılmam.

çok güveniyorum dediğim insanlar var hayatımda ama her zaman bir hata payı bırakırım kendimce. yeri ve zamanı geldiğinde herkes en önce kendini düşünür. öte yandan insanlara illa 'bana bir gün kazık atacak' şeklinde şüpheyle yaklaşmıyorum, öyle de hayat geçmez. sadece böyle şeylere hazırlıklı olmaya çalışıyorum genelde, olduğu zaman da tartışmak veya karşımdakini yargılamakla vakit kaybetmek istemiyorum, yolları ayırıyorum fazla uzatmadan.

bayanların güven eşiği baya düşüktür. piçlerin peşinden koşarlar onlar da güvenilmezdir.

windows tuşu+p ile tekrar yinele şekline getirebilirsin 3 saniyede

Onu biliyorum. Ben hic bu hale gelmesini istemiyorum.

serinin ilk filminin başlangıcındaki olayın açıklanması özet olarak. izleyebilirsiniz.

Izle bence

Star Wars'la alakan yoksa izleme, zevk almazsın. Önce serinin filmlerini izle, sonra Rogue One'ı. Şahane film.

Alakan yoksa kesinlikle izleme.

İzle hatta star wars a klasik seriden izlemeye baslicaksan daha bile iyi olur

Fındık badem kuru meyve bulundur ara öğün olarak.

Öğle arası da tavuk ızagara, salata vs götürebilirsin. Yağını falan yerken eklersen pörsümez salatan.

Gotureceginiz hicbir sey sabahtan oglene kadar disarida durarak bozulmaz. (Aklima gelmedi bozulabilecek bir sey, belki yazin tavuk filan)

Normal evde yaptiginiz sulu yemegi bile goturebilirsiniz. Ekstra bir seye gerek yok pek.

Ya da salata + izgara herhangi bir sey. Yagini limonunu isyerinde koyarsiniz.

Kepekli sandviç arası ton balığı. Kepekleri oraya buraya dökme ama

Ton balikli salata yedim bugun de çeşitlendirmem lazim. Ne bileyim adanadayim sabah 7den oglen 12ye tavuk filan bozulur gibi geldi

Haşlanmış mercimek, nohut, fasulye... ne varsa onları zeytinyağı, limon, nar ekşisi ile birleştirip aralarına biraz yeşillik katıp içine birkaç tane de kuru üzüm, kuru erik falan atın. Süper oluyor.

Asus G75vx. 3 sene evvel aldım. O zaman 4.500 idi herhalde daha ucuzlamıştır. Hala hiç ısınmadı.

Fiyatı 6.800 olmuş :(

O bütçeye Monster. Asus MSI vb.nin 4000e verdiğini 2800lük modelde bulursun.

Oha. Resmen yatırım yapmışım haberim yok. :D dolar sebebiyle maalesef bildiğim pc ler hep limit üstü. :(

Cok mecbur olmadikca oyun icin laptop almayin. Laptopin oyun icin çöpe donusme suresi o kadar kisa ki ben cift ekran kartli lenovo y500'le 2 sene sonra yeni cikan oyunları oynayamamistim.

Monster yada Asus bak dicem ama Asus G ve Rog serileri o fiyata düşmez hele ki geçen seneden bu yana artan dolarla birlikte benim 1800 lük asus 3600 olmuş. Ben laptopda Asus Msi Monster dışında bir markaya güvenmiyorum hepsi Casper kalitesinde geliyor.

Bu paraya Monster alınır.

www.monsternotebook.com.tr

eklenecek.

birçok üründe de bu böyle amazonun kendisi nerdeyse ürünün yarı ücretinde shipping mi ekliyor?

ürününüzün ebat ve kilogramına baglı degişiyor fiyatlar, bir gün güneş gözlüğü aldım 10 dolar shipping tuttu, gitar'da ise bi hayli fazla ücret ödediğimi hatırlıyorum.

aynı fiyata gelecekse ben ne anladım o işten:(

her üründe çıkmıyor, her satıcıda da çıkmıyor.

amazon dışındaki satıcılardan alsam sıkıntı olur mu?

olmaz olmaz, hepsıne amazon kefıl oluyor zaten.

mekanin normal kalabaligi olur, kimsenin kebapciya gidecegini sanmiyorum ozellikle 14 subat diye.

biz sarapciya gidiyoz knk, oneririm.

yok dostum biz iki adanalı olarak kebapçıya gidecez. hem her şeyi romantikleştirmemek adına daha iyi sevmiyorum.

abi adanaysa, kebap saraptan daha romantik zaten.

mutluluklar dilerim.

Suyunu al belki meme yapmıştır gitmiyordur sıcak su o tarafa tıkanmıştır. Biraz aç mandalını gevşet suyunu havasını al biraz.

belirli süre su çıkması lazım zaten. 1 dakika falan suyu boşaltın sonra düzelmesi lazım

Aynı sorun bende de vardı bugün çözdüm :)

fısss diye hava çıkacak sonra su çıkacak çok fazla boşaltmana gerek yok azıcık su çıksa yeter şu anda canavar gibiler.

tornovavida ve bezi hazır et .
peteklerin vana tarafını değil diğer ucunu tornavida ile gevşet, su gelene dek bekle sonra vidayı sıkıştır.

hava zaten çıkmadı. 5-6 lt de su akıttım. durum aynı. yine en yakın olan mutfak peteğinin üstü sıcak. diğerleri hiç yakmamışım gibi. bakalım bekliyoruz belki ısınır.

o evde geçirdiğin ilk kış mı? yani daha önceki sene yanıyor muydu cayır cayır?

martta taşındım hocam ilk kez yakıyorum. ev sahibini aradım yanıyormuş önceden.

Boşalttığın su yerine tekrar su bastın şebekeye değil mi?

mutfak disinda digerleri hic yakmamissin gibi soguksa muhtemelen peteklerden birinin alt kisimdaki vanasini kapattigin icin diger peteklere sicak su gitmiyor olabilir.

Merkezi degilse kombide bi sıkıntı olabilir.benzer sorun vardi bende gecen sene ve kombinin motorunda sorun cikmisti

yine bastım su. şimdi mutfak peteği de soğudu.

Benim peteklerin alt kısmı ısınmıyordu. Havasını almak falan da işe yaramadı. Tesisatçı çağırdım, kimyasal sıvıyla petekleri temizlediler. Bayağı bir çamur falan çıktı. Sonra petekler cayır cayır yanmaya başladılar. 150 tl falandı ücreti.

aynisi sekilde denk geldim ama merkezi sistemdi. sorun ana sicak su borusundan peteklere dagilan kucuk plastik borularin kirilmasiymis.boyle yarim kirik olunca tas gibi pislikler takilip tazyigi azaltiyor. plastik borulardan kirik olanlar duzeltildi sonra deli gibi yanmaya basladi.

Tanıdık acente ödediğin paradan daha önemlidir sigorta işinde.
Tanıdık yoksa bile tanıdığın sigortacısı vardır mutlaka.

Sağlam acente ödenmeyecek hasarı bile ödetir.
Yoksa şirketlerin hepsinin gözünde düz vatandaş konumundasın.

firma önemli tabi ama poliçe detayı da önemli. klozlara muafiyetlere v.s. dikkat edin derim. sampo japanı önermiyorum.

Neden sampo japan'u onermiyosunuz?anadolu 1500-1600 fiyat verirken sampo japandan 1200'e fiyat aldim en uygun.

axa. daha önce 2 kaza yaptık. ödemeler problemsizdi.

gayet ciddiyim o iş olmaz.

ilk başlarda zor olur ama alışırsınız. Gayet yürür merak etme.
Abuk subuk kıskançlıklar yapmayın.
Saygıdan sadakatten ödün vermeyin.

bir yerden sonra soğukluk girmesi muhtemel, herkesin yeni çevresi olacak farklı şehirlerde. aynı şehirdeyken bile bitiyor ilişkiler bir süre sonra, farklı şehir bu süreci hızlandırır büyük olasılıkla.

çevremde ayrılanda oldu yıllarca hiç sorun çıkmadan devam ettiren de. burada kimsenin söylediği mutlak doğru olamaz o yüzden. başına ne gelirse o olur.

Baya zor olmaz diye de bi sey yok.ama yaşadığıniz her sorunu daha büyük yasarsiniz daha cok yipratir daha zor cozersiniz.sevginiz buna yeter mi zaman gösterir.

Sevfi ve guveninizle alakali. Kimi ciftler direkt ayrilirken kimi daha da baglaniyor her bir araya gelislerini dolu dolu yasiyorlar. Test etmis olacaksiniz dayanikliliginizi iste.

arkadaşım bak trollük yapmaya gelmedim ama şunu net olarak söyleyeyim kadınlara güvenmeyeceksin. canını yakıyorlar.

çok vardı çevremde dediğin gibi. en geç 2den 3e geçerken ayrıldılar.

Efendi gibi ayrılın.

yıllar önce duymuştum. sevgilinle ayrı alan kodundaysan (telefon) o sırada adı aldatmak olmaz diye. bunu kaldırabileceksen devam et.

önce kendine bir sor ve bir zahmet kendine dürüst ol. senin cevabın " ben bir başkasıyla olmadan üniversite hayatımı tamamlarım." ise o cepte bir dursun. sonra aynı soruyu kız arkadaşına uyarla ama yine kendine sor.o cevabı da cebine at. şimdi elini cebine götür. cebin delik, cevaplar yerde sürünüyor elinde ne var peki? evet ziki tuttun hahahah diye yazmak istedim bir an ama kaldığım yerden devam ediyorum, kusura bakma.
kısacası iki sorunun cevabı da sende yok onda da yok. hayat lan bu kimse gerçek anlamda üç-beş yıl sonrası için söz veremez ama dile kolaydır bu. üstüne konuşmayın bile, emin ol sadece baskı yapar o konuşmalar bir boka yaramaz. yaşayın gitsin ama sonuç ne olursa olsun pişman olmayın kararınızdan. her iki durumda da öyle yaşanmasını siz seçmiş olacaksınız.

3 yıl denedim, yeter dedim ayrıldım. çok pişman olursun giden yıllarına diyeyim yada boynuzlayacaksın ama o da doğru değil.

kız arkadaşın izmir'e gidiyorsa kesin aldatıcak. ama o arkadşaım falan olacak.

onun dışında whatsapta caps, skype'da meme açmalı falan ilişki zor.

yapma. ayrıl.

Her ilişki özneldir. Ama genel olarak izlenimlere göre, nice çiftler gördük "aaaa biz yürütürüz" diyen, hiçbiri yürütemedi. Çünkü yeni hayatlar inşa edeceksiniz, hayat kaygılarınız, arkadaş çevreleriniz değişecek falan. Muhtemelen de arada ayrılacaksınız. Şimdi mutlu mutlu ayrılırsanız, okullar bittikten sonra birleşme şansınız var ama. Hayat enteresan, ne zaman nerede başına ne geleceği belli olmaz.

başlarda olur, sonra bir şekilde biter. kaybettiğin yıllar için pişman olursun.

hem ankara'da tıp okuyanlara kızlar teklif ediyormuş. fyi.

Kardeş katli uygulamasının dahi hukuki temeli var. Bunlar yazılı arşivli belgeli. Kardeş katli uygulaması ileri dönemlerde yerini en yaşlı hanedan üyesine bırakır.bu da yine hukuki ve idari alt yapı iledir.

Devleti yarışma kazanan değil, hayatta kalan yönetiyor. Olay kısaca bu .

abi aslında dediğin kural hakim bir nevi.

"en güçlü, en zeki, en uzğa ok atan, en ileri işeyen padişah olur"

mesela muhteşem yüzyıl moda olduğu için söylüyorum o diziyi izlediysen mesela en sinsi olan sarı selim tahta geçiyor. mustafa cesur, uzağa ok atıyor, ileri işiyor ama iyi niyetli. sonuçta en şeytanı tahta geçiyor bir nevi işte survival durumu. evrimle ilintili bir durum.

çok tepki çekmesine rağmen ben kardeş katli olayını akıllıca buluyorum. bakma sen bir imparatorluk o kadar güçlü bir şekilde o kadar yıl ayakta zor dururdu.

2. Mehmet'in kanunname-i ali osman ve 1. Ahmet'in ekber-i ersed kanunu var. Bunlardan once de bir kanun vardi muhtemelen ama ismini bilmiyorum.

yerine veliaht seçmiş zaten kimi padişahlar. bunu da verilen sancaklarla ifade etmiş.

Şehzadelerin her biri padişah olacakmis gibi yetiştirlr.kardeş bağları kuvvetli değildir onlar birbirlerinin rakibidir.bize bugün vay anasını adam kardeşini nasil öldürür dedirten şey o döneme göre normal karşılanir.
kardeş katli kanlı ve acımasız olsa da devletin bekaasi icin olumludur.kaldırılması aslında esas sıkıntıyı doğurmuştur.deli bile sultan olmus anasını satayım

Düzeltme için sağol konusma ben konusuyorum.....
:)

Osmanlida aslolan devletti gerisi teferruatti. Yani bircok Şehzade olmasi ve bunlardan birinin basa gecmesi diğerlerinin ölmesi normaldi. Rekabet devlete zarar verebilirdi. En azindan fatih sultan mehmet zamanina kadar boyle bir anlayis oldugunu yorumladim ben. Sonrakki donemleri cok iyi bilmedigim icin yorum yapamayacagim

Istedigi kadar kanun olsun devlet yonetimini paylaşmama arzusu cok yuksekti osmanlida ve sehzadelerinde.yonetime de hep devsirmeleri getirmeleri bu sebeptendi.hanedanlik kendi irkiyla bile paylasmiyordu tahti ele geçiren ne kardeşi ne kuzeni ne vs'yle.o yuzden oldurup ortadan kaldırmak en kolayiydi.

temmuz vergisini ödersin gibime geliyor.

ödersin bencede.

Ona gore fiyat duseyim o zaman

Mantıken devri temmuz bittikten sonra alırsan ödememeniz gerekir sanki.

O tarihte sifir arac almisim gibi oduyomusum

çanakkale'yi bilmem de mersin'in tercih etmeyecegim kesin :)

küçük bir şehir, şuan nerede yaşıyorsunuz bilmiyorum ama mersin'den daha küçük bir şehir. gelin bir hafta tatil yapın zaten çözersiniz şehri. nasıl beklentileriniz var bilmiyorum, ama rahat, sakin bir şehir burası. kordonu var genellikle kalabalık olur, öğrenciler var bir sürü. bar, kafe var ekseriyetle. gezmek için kordonu turlamak dışında fazla bir seçenek yok. ha civar ilçelere, adalara fln gidilebilir h.sonu gibi vakitlerde. kamp yapılmaya gidilebilir. o tarz etkinlikler olabilir. yeni avmler açılıyor bir yandan şehir gelişiyor da denebilir. trafiklik pek bir olay yok dediğim gibi oldukça küçük şehir. ben çanakkale'de yaşıyorum bir süredir, ama büyükşehirin imkanlarını aratıyor bir süre sonra. özellikle devlet ve belediye tiyatrolarını arıyor gözlerim. yine etkinlikler, çeşitlilikler o kadar fazla değil burada büyükşehirde olduğu gibi. kişiden kişiye beklentilere göre değişir herhalde.

Su an ankarada yasiyorum.benimki bozkirdan,burokrasiden kalabaliktan igrenme.ankarayi terk ettigimde tek ozleyeceğim sey tiyatrolar olur.cok sosyal biri sayılmam.zaten ankarada da 1 yil yaşadıktan sonra cok opsiyonun kalmıyor ondan sonra hep ayni seyler.dogru duzgun agaclik alan yok.ya bahcelideki kafelere gidiyosun ya da ankamall cepa gibi avm'lere.ha benim gönlümden antalya geçiyor ama oralara da tayin zor.

Çanakkaleyi severim

Oha sehitlik olmasa yozgattan farki yok denilmis.olm canakkale cok guzel la her an deniz kenarinda aktivitelerin gece isikli gemiler ay mehtap her sey mukemmel hayat pahali degil tamam ucuz da degil ama siradan iste sacma mekanlar yok eh kucuk elbette tiyatro falan bulamazsin kucuk sehirin getirdigi sikintilari var ama memleketim olmasa ilerde yasamayi kesinlikle isterdim suan da isterim elbette ama zor gibi duruyor.

-denizsever: şahane deniz var.
-kalabalık: nüfus 120k. şehrin boyutlarına göre çok ideal.
-trafik: saçma trafik ışıklarımızı saymazsak yok. sayarsak da en uzak mesafe 20dk araba ile.
-gezmek: deniz kenarı, doğa, tarih, tatil yerleri gibi yerlerde seçenek çok fazla. sosyal hayat ise aktif denebilir. güzel barlar, cafeler, çay bahçeleri var. kimse kimseye karışmaz, isteyen içki içer isteyen kahve çay. sanat sepet işleri biraz azdı ancak son 3 yıldır artışta. konserler, sergiler, sanat merkezi falan sıklaşmaya başladı.
-yemek: ucuz ve temiz yemek var. ama gelişmiş bir yemek kültürü yok. balıkla aranız iyiyse ucuz ve güzel balık yiyebilirsiniz. sebze meyve falan da şahanedir. hem de ucuzdur. domates 10 lira oldu haberlerine epey şaşırmıştık misal. bir de daha önce yediklerimiz neymiş diyeceksiniz. (pazardan alışveriş yapmalısınız)
-alışveriş: bütün ihtiyaçlarımı internetten karşılayan biri olarak bu konuda yorum yapmıyorum. avm açıldı bir tane. bilgim bu

kamuda çalışıp, keyfe göre bir hayat sürmek için çok güzel bir yer. ben izmirden 6 yıl önce geldim, eşimle keyifli bir şekilde yaşayıp gidiyoruz.

sormak istediğin bir şey olursa sözlük üzerinden sor, burda göremiyorum mesaj falan.

iki şehri de bilen biri olarak, çanakkale diyorum kanka.. alışveriş; esnafı beş para etmez ama şehre göre oldukça büyük bir avm açıldı. içinde herşey var (cinemaksimum dahil). dünyanın en saçma trafik ışığı sistemine sahip ama, abartısız söylüyorum şehir merkezi olmak kaydıyla en uçtan en uca yürümek maksimum 1 saat.. zaten arabayla merkeze inmek gibi bir fanteziden ilk hafta vazgeçersin.. feribotla karşıya geçtin mi, dünyanın en güzel denizi var sarosta, kabatepe ve kuzeyi boyunca. olmadı in güneye assos kadırga koyu vb.. mersin mi çanakkale mi dersen çkale...

50 ye mercedes?

=\ c220 cdı varmış 8-10 tane Sahibinden'de

Babamda gümrük çıkışlı e250 tdi vardı turbo dizel .. Oluyor eski modeller .. tabii ben 2001-2005 arası soruyorum :)

Fiesta'n daha eski olaydi ona da ben talip olurdum:)

50 bin tl'ye az yakan dizel bir mercedes bulmak kolay. Ama dizellerin km ne kadar yüksekse o kadar sıkıntı var demektir, bence uzak dur.

@i'm sick tired ; Fiesta alacak isen Düşünme bence . Segmentinin en iyilerinden .. Hiçbir problem sorun çıkarmadı sadece küçük gelmekte :)
@agabel ; Haklısın .. Sedan az yakan konforlu bir araba istemiştim bu paraya zor ..
( işbu ilan 50.000. ₺'ye dizel araç tavsiyesi olarak değişecek o zaman) :)

Uzun soluklu: Dexter
Kısa soluklu: death note

dexter. spartacus ve scrubs'ı da severim gerçi. bilemedim

scrubs+death note

spartacus.

death note'u izledim. dexter ve the wire'ı sıkıcı bulduğum için 3-4 bölüm sonra bıraktım, scrubs konusunda fikrim yok. spartacus'ü de izledim tabii.

Scrubs

scrubs tabi komiklik şakalık böyle iç ısıtan sempatiklik istiyorsan
dexter acımasız ama ilkeli ailemizin seri katili izlemek istersen

Dexter

Acik ara dexter.

outlander
strain
extant
sherlock

yazın izle kışa rahat çık.

Death note bir yere kadar super ben o yere kadar izledim. İzlersen anlarsin neresi oldugunu. Cerezlik dizi zaten iki gunde bitirirsin.

Dexter'da 7. Sezonda kaldim o ana kadar cok iyiydi.

anlaşın, kapora verin paranız gelince alırsınız. senet vs. olayı paranızın gelmediği durumlarda sakat azıcık. paranızı cebinize koyup alın derim

adamın birinin paranı geri ödeyeceğinden ümitlenme. para eline geçmeden kapora filan da verme. bir araba gider bir diğeri gelir.

hiç kalkışma. geleceği şüpheli bir parayla araba almak akıl karı değil.

kapora verirsen eğer o tarihte parayı bulamassan kaporan yanıyor haberin olsun etik yasal ne olursa olsun o parayı geri alma hakkın olmuyor.
bu arada adamın biri kim yahu? ben babama 15 bin borç vermem bu devirde

Ben de arac arıyorum söyle o da bana yar olsun:)

normal şartlarda değil. olma ihtimali var ama fazlasıyla düşük. en iyisi servis kayıtlarına baktırın orada tutarıszlık varsa ortaya çıkar. serviste kayıtlar tutulur.

büyük ihtimal km'sini düşürmüşler. o kayıtlarda gördüğün değerler, muayene istasyonunda okunup kaydedilen değerlerdir.

muayene istasyonlarında yapılan hatalar fazladan hane ekleme gibi oluyor. 86580 kmde olan arabayı 865800 şeklinde yazabiliyorlar. çok bariz oluyor yani. ama senin durum çok büyük ihtimalle oynanmış km ile.

bence kilometresiyle oynamış abiler.

gerçekten yanlış yazılmışsa ki hiç sanmıyorum, siz satarken yine sorun yaşarsınız. km oynanması çok mide bulandıran bir durum, insanları aracın kazalı olmasından daha çok itiyor.

Dogru diyorsunuz.2.el araba almak zor ismis vesselâm.

Ezan bitene kadar yiyip icebilirsin diye biliyorum.

Bitene kadar yiyip icmeye dvm edebilirsin rahat ol.

"ezan bitene kadar yiyip içebilirsin" olayı insanların kendine göre uydurmasıdır. ezan okunmadan 20 dakika önce orucu kapamak gereklidir. ondan sonra temkin payına giriliyor çünkü. hatta cübbelinin de bu konuda bir açıklaması vardı. ezan okunmadan 20 dakika önce kapamaya bak sen.

bi de inanmıyorsan inanmıyorsundur, neden gelip burada konuşuyorsun?

anlık cereyan etmiş bir olay olduğu için bu defa sıkıntı olmaz. ama bir arkadaşın da dediği gibi ezan devam ederken yenip içilmez. en basitinden orucunu açmak için ezanın bitmesini bekliyor musun? beklemiyorsun. okunduğu anda açıyorsun. o zaman okunduğu anda da oruca başlaman gerekir.

kuranda beyaz iple siyah ip ayırt edilene kadar yazar. yani bu kadar dakik ve kuralcı tutulmamıştır dinimizde. sonradan kendine din alimi diyenler rabbimizden iyi biliyor gibi saniye hesabı yaptırmaya başladılar.

benim aklımda 6.82 diye kalmış.

eğer kira sözleşmesi yapıyorsanız benim size tavsiyem, sözleşmeye kira artış oranı koymayın. zorda kalırsanız mahkemeye gidin, çok zengin değilsiniz hakim %3-4 artışa karar verir, rahat edersiniz.

eğer kiraya verenseniz de direk üfe oranından diye belirtin sözleşmede.

Yıllık tefe tufe üzerinden yapılıyor olmasi lazim zammin.

Yok sarmadi.
Söyle bir sey de olabilir birbirine yakin bi yerde once yemek sonra pasta icin kafe de yapabiliriz.Icime sinen bi sey olmadi henüz.

routea git. brownie soylersiniz ustune. illa pasta kescek demiyosan

tesisatta hava kalmış olabilir mi acaba? kombide bir sorun olacağını sanmıyorum.

peteklerin havasını aldım.özellikle son petekte suyun basıncı düşük ve sıcak akmıyor pek.

kombi çalışıyorsa petekte hava vardır. onları almak lazım. bi de kombinin su seviyesini filan ayarlamak lazım. bilmiyorsanız bi servis çağırıp baktırın bi bakım da yapılmış olur bu işler gerçekten ciddi problemlere yol açabilir. çok anlamıyorsanız bakım yaptırın bence servise.

hava kalmamıştır bence ya petekten hava alırken sonrasında da hiç almadıysam 2 litre su almışımdır.kombinin su basıncı da önerildiği gibi 1.5-2 bar arası.zaten çağıracam bir şeyler de servis mi çağırayım yoksa tesisattan mıdır bilemedim.

kombiyi çalıştır, havasını almayı dene su gelirken basınçlı gelmiyorsa tesisat üzerinde problem olabilir. birde peteğin alt ve üstteki vanaları ile oynadığını var sayıyorum :)

petekte tek vana var ya ilginç.

sanirim sorun tesisatta. kombiye en yakin petekten baslayarak ( kombiyi calistirdiginizda isinma sirasina gore) vanalarin ayarlariyla oynayin.

soyle anlatayim vanalarin her birinin toplam donme miktari 4 tur ise;

tum vanalari kapattiktan sonra ilk vanayi yarim tur, ikinciyi bir tur, ucuncuyu 1.5 tur... acarak bir ayarlama yapmaya calisin.

sadece son petek açıkken bile böyle bi sıkıntı var.

Horrible bosses

Izlemediyseniz
(bkz: Little Miss Sunshine)

www.eksiduyuru.com

Norveç filmi: Elling

www.imdb.com

little miss +1

(bkz: American Beauty)

Sağlam bir dank etkisi yaşatır diyebilirim. Özellikle aşağı yukarı benzer bir özgüven problemi yaşadığın bir dönemdeysen.

benim duyuruyu silmiş hollowlife. çok ilginç :)

www.imdb.com

mithatpaşa köprüsünün sakarya ayağında güzel bi ciğerci var, tavsiye ederim. çok tuzlu olmaması lazım ama en az 20 şer ödersiniz.

ıııh ciğerci olmaz dedi.kişi başı 25 lira civarı toslayabileceğimiz olabilir bu mekan.Masabaşı kebapçısına ne diyorsunuz?Ya da öveçlerdeki dayının yerinde her şeyi dayadıkları standart menü dışında tekli menü alamıyor muyuz?

katilin sayisina ve gelecek olanlara bagli olarak arti birimle beraber gelebilirim, gelemeyebilirim de ama gelmek isterim yani.

katılım sayısı sizce ne olmalı?

Mümkünlugu var.

ego'dan kopartmışlar. otobüsler de değişmişti zaten. birtakım oyunlar yani. eski haliyle 23:30 lar gibi bir şey hatırlıyorum ben ama riske etmeye değmez. aramak lazım. bir de havaş'a bakarsanız üç aşağı beş yukarı aynıdır kanımca.

Havas icin sitesinde kizilaydan son hareket 22.00.Havaaani icinse her ucusta 25 dk sonra gibi bir sey demis.Onun saati kaca kadar?

442 değil de, belko var artık. o da, eğer havaalanından geliyorsanız, her uçağa göre ayarlıyorlar, kesin bi son saati yok. ancak kızılay'dan havaalanı arasını bilmiyorum.
belko 5,25 tl.
bi de havaş var ayrıyeten ama belko yetiyor.

içine sinmeyen eve sakın oturma, ben az kalsın acele edip rezil bi yere kiraya çıkacaktım.
sokullu civarı öğrencilerden çok etkilenmez diye düşünüyorum, Ankara'da doğru düzgün ev bulması zor imiş onu fark ettim.
bence acele etme.

Evet oturunca çıkmasi da zor onca masraf bi de.Hani bilmiyorum 1-2 ay icinde sokullada fena olmayan bi ev bulabilir miyim bilmiyorum.

Psikolojiden atanmak icin gk-gy rehberlikten atanmak icin gk-gy,alan,eğitim bilimleri.

milli kütüphane'den eskişehir yoluna doğru iki durak gelirseniz, armada'nın önünde devasa bir vatan var. çayyolu metrosunyla söğütözü durağı.

Söğütözü Şubesi sanirsam.Teşekkürler.